İlkin gecesinde kayboldum gözlerinin
Her gece zifiri karanlıklar gibi çökerdi yüreğime
Hilal kaşlarının altında zeytin tanelerini andıran kara gözlerin
Aysız gecelerde hüzün yağmurları gibi düşerdin kuruyan toprağıma
Ahu gözlerine simsiyah sürmeler çeker,bir de alımlı alımlı bakardın hayata
Bilsen ne de yakışırdı; yay kaşlarına kader çizgilerini anımsatan kalem çekişlerin
Her uzandığımda sana saçlarının rüzgarında savururdu beni zaman
Sensiz geçen gecelerimde limanlar arardım soğuk bedenimi yaslayacak
Sonra uçurumlara savrulurken tutunurdum yine sana
Her gecem gündüzüm seninle dopdolu geçerdi
Ellerime sığmaz olurdu gülüşlerin kaçıracağımı zanneder sımsıkı tutardım avuçlarımı
Öylesine sıcak bakardın ki gözlerime kavrulurdu yüreğimde göz bebeklerim
Ne zaman buğulansa gözlerim benim yerime mercan taneleri gibi süzülürdü yanaklarına göz yaşların
Ne zaman daralsa yüreğim gül bahçende miski amber sunardın içime
Ne güzel geçerdi seninle zaman; gülmeyi ağlamayı ve sevmeyi seninle seviyordum
hayatı seviyordum seninle seni bilmem ama ben sana alıştığımdan beridir çok mutluyum
Çünkü karşılıksız gülmeyi sevmeyi öğretmiştin bana
Ve kimse senin kadar gülmüyor artık
Adını gül koymuştum senin
Daim gülüyor gülleri kıskandırıyordun her mevsim